1-Masonluk,
tarih boyunca dünyanın hemen her köşesinde etkili olmuş, temelleri
gizlilik üzerine oturtulmuş bir teşkilattır. Resmi olarak 18. yüzyılın
başlarında kurulmuşsa da, fiilen yüzlerce senedir varlığını
sürdürmektedir.
2-Masonik yayınlar masonluğun
amacını “iyi ahlaklı ve erdemli insanlar arasında kardeşliğin
kurulması, insanlığın hürriyet içinde fikri ve sosyal gelişmesi,
olgunlaşması, gerçeği araştırılmasıdır” şeklinde açıklar.
3-Oysa
herşey bundan ibaret değildir. Dünya çapındaki bu örgütlenme, bünyesine
devlet adamları, politikacılar, düşünürler, sanatçılar, yazarlar ve
toplumun önde gelen kişilerini almış; bu sayede, çoğu zaman, ülkelerin
sosyal ve siyasal yapılarını kendi ideolojisi doğrultusunda
yönlendirebilmiştir. Sayısız ihtilalin, ideolojinin, ekonomik ve sosyal
doktrinlerin ve bunların uygulamalarının arkasında Masonluğun izlerini görmek mümkündür.
4-Masonları
ifade etmek için kullanılan “Dul Kadının Çocukları” deyimi üzerinde bir
çok arastırma yapılmıştır. Ortak fikir, masonluğun temellerinin
dayandırıldığı ve Hz. Süleyman mabedini inşa eden Hiram Usta’nın dul bir
kadının çocuğu oluşu üzerinde toplanmaktadır. (Çırak, Usta, Kalfa,
s.106) Bu deyimin ne manaya geldiğini masonların ağzından ifade etmek
için şu örnek yeterli olacaktır. “Dünyada ve Türkiye’de Masonluk ve
Masonlar” kitabının yazarı İlhami Soysal’ın “Dul kadının çocuğuna yardım
ne demek?” sorusuna ünlü mason Nazif Ekemen şu yanıtı vermiştir:”Bu
masonik bir deyimdir. Masonlar her biri teker teker dul kadının
çocukları sayılırlar. Dul kadın Üstad Hiram’ın anasıdır. Dolayısıyla,
bir masonun yardım dileyen bir başka masona yardım etmesine dul kadının
çocuğuna yardım denir. Bu bir zorunluluktur.”
5-Sembolizm,
Masonlar için çok büyük önem taşır. Semboller kanalıyla açıkça ifade
edilmesi mümkün olmayan pek çok mesaj, gizli bir şekilde anlatılır. Bu
bir bakıma, yasadışı örgüt mensuplarının kendi aralarında haberleşmek
için geliştirdikleri şifre sistemine benzer. Mason olmayanların farkına
dahi varmadığı bir simge, Masonlar için değişik anlamlar taşır.
6-Sembolizmin kendileri için taşıdığı büyük anlamı Masonlar şöyle dile getirirler: “Masonlukta semboller,
masonik ilkeleri daha iyi anlatmak, ritüellerin içerdiği aşılamaları ve
öğütleri belleklere iyice yerleştirmek, bunların uzun ömürlü olmalarını
sağlamak için kullanılırlar. Masonlukta sır olarak nitelendirilen
şeylerin başında masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen
anlamlar gelir.” (Sözlük, Büyük Mason Mahfili Yayınları, s. 158.)
7-Yakin – Boaz Sütunları: Mason
localarındaki Yakin-Boaz sütunları ve bunlarla ilgili bazı sırlar Mimar
Sinan Dergisi’nde şöyle açıklanır: “… mabedimize girelim. İki sütun
arasında düzenli duruş ve işaret ile üstadı muhteremi selamlayalım… B ve
J sütunları…Kutsal kitap, Tevrat 1. Krallar Bap 7 Ayet 21, BOAZ VE
JAKIN kelimelerinin ilk harfleri…
Bu sütunlar aslında dış aleme
aittirler, mabedin dışında telakki edilmeleri icap eder. Nitekim bu
sütunlara gelinceye kadar, loca içinde olmamıza rağmen serbest yürürüz
ve sadakat duruşunda değiliz. Bu sütunlar harici alemle iç alemimiz
arasındaki hududdur.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 17, s. 47.)
Söz
konusu iki sütun Masonluğun temel sembollerindendir; aynı zamanda Mason
localarının olmazsa olmaz dekorlarındandır. Yukarıdaki alıntıda
belirtildiği gibi, J ve B harfleri masonluğun kuvvetle tesis, üreme ve
çoğalma politikalarını sembolize etmektedir.
8-Üç Sütun: Mason
locasında, girişteki sütunlardan ayrı olarak, üç sütun daha bulunur.
Bunlar akıl, kuvvet ve güzelliği temsil ederler. Sözü edilen üç sütunun
Kabbala’ya uzanan kökeni bir Masonik kaynakta şöyle anlatılır: “Akl-ü
hikmet, Kuvvet ve Güzellik, İskoç ritine göre, Üç Sütun, Uzun karenin
köşelerinde Gönye şeklinde olmalıdır: biri, güney-doğu açısında, diğeri
güney-batıda, üçüncü de kuzey-batıda.
Yalnız bu üç sütunu Mabedin
girişindeki iki Sütun ile karıştırmamak lazımdır. Bu üç sütunun
adlarının Kabbal’in üç Sefirotunun adı ile aynı olduğu görülmektedir.
Bilindiği gibi, İbrani Kabbal’i ilahi tezahürün özel bir ifade şeklidir.
Sefirotlardaki Üç Sütun, Chochmah, Geburah ve Chesed’dir. Dördüncü bir
Sütun, görüneni görünmeyene bağlayan Binah (yüksek zeka), maddeden
kurtulduğu için, mevcuttur, fakat ölümlü gözlere gözükmez.” (Mimar Sinan
Dergisi, sayı: 17, s. 47.)
9-Üçgen ve Göz: “Üçgen”
Masonluğun önemli sembollerinden birisidir. Mimar Sinan Dergisi’nde
üçgen üzerine şunlar yazılıdır: “Sembol’e örnek olarak “üçgen”,
allegori’ye örnek olarak da “Hiram Efsanesi” gösterilebilir. Üçgen,
operatif masonlar tarafından teslisin sembolü olarak kabul edilmiş ve
böylece spekülatif masonluğa intikal etmiştir.” (Mimar Sinan Dergisi,
sayı: 17, s. 47.)
Şunu da belirtmek gerekir ki üçgen sembolü çoğu
zaman içinde yer alan bir göz sembolüyle birlikte kullanılır. Mason
localarında ve eserlerinde yeralan ışık saçan üçgen içindeki göz simgesi
dikkat çekicidir.Bu sembol Masonlara, kendilerine verilen sırları
titizlikle saklamaları gerektiğini ve “göz”ün üzerlerinde olduğunu
hatırlatır. Işık saçan üçgen içindeki göz sembolüne, görünüşte
masonlukla alakası olmayan yerlerde de rastlamak olasıdır. Masonlar
bunu, diğer başka sembollerle birlikte, güçlerini ve hakimiyetlerini
vurgulamak amacıyla kullanırlar. Örnek olarak, 1 Amerikan Doları
üzerindeki üçgen içindeki ışık saçan göz figürü verilebilir.
10-Gönye ve Pergel: Hür
ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın internet sitesinde
gönye ve pergel sembolü hakkında şunlar yazar: “Genellikle Mason
olmayanların da Masonluğun simgesi olarak bildikleri gönye ve pergel çok
eski kaynaklara kadar gider. Bu birbiri üzerine yerleştirilen
avadanlıklar sadece duvarcıların işaretleri değil, aynı zamanda en eski
misterlerde bile bulunan ve çok yaygın sembollerdi. Örneğin Dürer’in
Melankoli adlı tablosunda da bu sembolleri görmekteyiz. Bugüne kadar
açıklaması yapılmayan bu tablodaki gönye ve pergel sembolünün çok eski
zamanlardan gelen bir geleneğin devamı oldugu kuşkusuz.” (Semboller, Hür
ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası, 2001, http://www.mason.org.tr/sembol.html. )
Bu
sembolü Masonlara ait olan neredeyse her şeyde ve her yerde görmek
mümkündür. Gönye ve pergelin kaynağı yukarıdaki alıntıda, “çok eski
zamanlardan gelen bir geleneğin devamı” şeklinde geçiştirilmiştir. İşte
bu geleneğin kökeni binlerce sene öncesine dayanan Hiram Efsanesi’nden
başkası değildir. Masonlar Hiram Usta’nın kullandığı bazı inşaat
aletlerini ve malzemelerini sembol olarak benimsemişlerdir; gönye ve
pergel de bunların en başta gelenleridir.
11-Yıldız: Hemen
her yerde karşılaştığımız yıldız figürü gerçekte bir Mason sembolüdür.
Masonlar gerek altı köşeli yıldızı gerekse beş köşeli yıldızı yaygın
olarak kullanırlar. Kendi kaynaklarında yıldız sembolünü şöyle
yorumlarlar: “Evvela, 5 kollu yıldıza, yani ışık saçan yıldıza,
Pentagrama dikkat edelim. Doğuda yer alan, içinde evrenin ulu mimarinin
remzi olan G harfi ile. Bu yıldız, yenileşen insanın sembolüdür.” (Mason
Dergisi, sayı: 37-38, s. 41.)
12-Güneş-Ay: Güneş
ve ay sembolleri mason ritüellerinde önemli bir yer tutar. Bu
sembollerin Masonluğa karşı olanları dağıtmak için kullanıldığı ve
ayrıca disiplini sembolize ettiği bilinmektedir. Localarda güneş doğu
tarafında, ay ise batı yönünde yerleştirilir. Bunların loca
çalışmalarında ve ritüellerdeki önemi masonik kaynaklarda şöyle
anlatılır: “Güneş, ay ve yıldızlar ilahi ve geometrik gerçekleri
oluştururlar. Bu ilahi ve geometrik gerçekler loca çalışmalarında
doğruyu süslerler.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 60, 1986, s. 22.)
13-Tokmak: Hiram
Usta’nın inşaat aletlerinden birisi olan tokmak sembolleştirilerek
masonluğa alınmıştır. İlk Mason üstadı olarak kabul edilen Hiram
Usta’nın, elinde mason tokmağı olan heykeline sıklıkla rastlamak
mümkündür. Hiram Usta’nın bu heykeli diğer Masonik sembollerle beraber,
Mason Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası’nın Karaköy’deki
binasında da bulunmaktadır.
14-Güvercin: Güvercin
figürü Masonlar tarafından bir sembol olarak kullanılır ve temsil
ettiği anlam şöyle açıklanır: “Güvercin masonlukta Nuh’un habercisinin
bir sembolüdür. Eski sembolizmde, güvercin saflığı ve masumiyeti temsil
etti.” (“Brother George Washington’s Masonic Apron”, Grand Lodge of
Pennsylvania, 2001, http://www.pagrandlodge.org/mlam/apron/index.html. )
15-Kartal: Kartal sembolü ülkeler ve firmalar tarafından sıklıkla kullanılan bir şekildir. Bunlar arasında en çok tanınanı Amerika Birleşik Devletleri
ile ilgili olandır. Kartal, 18. yüzyılda Birleşik Devletler’in ulusal
kuşu olarak ilan edilmiştir. Günümüzdeki resmi armasının üzerindeki
hakim figür kanatlarını açmış bir kartaldır.
Kartalın yaygın
olarak kullanılmasının gerçek nedeni Masonluktur. Çünkü kartal önemli
bir Masonik simgedir ve Masonluktaki en üst derece olan 33. derecenin
sembolüdür.
16-Yılan: Masonik
sembollerde kullanılan hayvanlardan birisi de yılandır. Yılanın anlamı
Mimar Sinan Dergisi’nde şöyle belirtilir: “Yılan bir çok zaman iki yılan
birbirine sarılmış şekilde resim edilmektedir, bu şekil hayatı,
çiftleşmeyi ifade eder.” (Mimar Sinan Dergisi, sayı: 26, s. 57.)
17-Yedi Kollu Şamdan: Şamdanlar
Mason localarının olmazsa olmaz aksesuarlarındandır. Ayrıca bunların 7
tane olması gerektiği Masonik kaynaklarda şöyle belirtilir: “Şamdanlar,
Mason Mabedindeki kutsal ateştir. Mabet, sembolik olarak, alevlerle
aydınlatılmalıdır. Usta derecesinde yedi şamdan bulunması şarttır.”
(“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 70.)Burada bir noktaya dikkat çekmek isteriz:
İnsanların çoğunluğu katıldıkları bir toplantı veya davette, masanın
üzerindeki 7 kollu şamdanı dekoratif bir eşya olarak . Oysa bu,
toplantıya katılan masonlar için, oradaki mason hakimiyetini gizlice
vurgulayan bir mesaj niteliği taşıyabilmektedir.
18-Akasya ve Çelenk: Bazı
mimari yapılarda, çeşitli ülkelerin armalarında ve paralarında, kimi
şirketlerin amblemlerinde akasya dallarından yapılmış çelenklere
rastlamak mümkündür. Gerek akasya dalları gerekse bunlardan oluşturulmuş
çelenkler Masonik sembollerdir. Masonik efsaneye göre, Hiram Usta’nın
cesedinin gömülü olduğu yerin bulunabilmesi için mezarının üstüne bir
akasya dalı dikilmiştir. Sembollerden ayrı olarak, Masonik törende
akasya dalının kullanımı şu şekildedir: “Hiram, efsanede, öldürücü
darbeyi yedikten sonra düşer. Masonik ritüelde, Aday, işte o zaman,
tabuta yatırılır, üzerine siyah bir örtü, bunun üzerine de bir akasya
dalı konur.” (“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 104.)
19-Işık Saçan Kılıç: Bir
adayın Masonluğa girişinde yapılan törende özel bir kılıç kullanılır.
“Işık Saçan Kılıç” olarak adlandırılan bu kılıcın tekris törenindeki
yeri şöyle açıklanır: “Masonik törende, Işık Saçan Kılıç, Adayın
takdisinde kullanılır. Çoğunlukla, Üstadı Muhterem, sol elinde tuttuğu
kılıcın namlusunu Adayın başının üstüne uzatır ve namlusunun üstüne
çekiçle üç kere vurur. Bazen de, Üstadı Muhterem, kılıcı önce Adayın
başına, sonra sol omuzuna, daha sonra da sağ omuzuna koyar ve her
seferinde de çekiçle bir darbe vurur. Bu ikinci halde, Keter (Taç),
Binah (Zeka), Hokmah (Aklühikmet) sefirotik üçlüsüne uyulmaktadır.”
(“Çırak, Kalfa, Usta”, s. 41.)
20-Mason Mabedi:
Masonların toplantılarını yaptıkları mason locası “Mabet” şeklinde de
adlandırılır. Burada ilginç bir nokta vardır. Bir Mason, Mabed’inin
boyutlarını dört duvarla çevrilmiş bir binanın ölçüleriyle
sınırlandırmaz: “Bir masona Mabed’in ölçüleri sorulduğunda: “Boyu
Batıdan Doğuya, eni Kuzeyden Güneye” diye cevap verecektir.” (Mason
Dergisi, sayı: 21, s. 38.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder